Hayal ve Gerçek



Hiç bir şey hayal ettiğim gibi değil. Mükemmeli hayal etmedim de hiç bir zaman ama daha iyisi olabilirdi.

Gerçi şu an hayal bile etmiyorum. Hayattaki , belki de en büyük zevkim. Ama edemiyorum.

Bu günleri, kürek kemiklerimden bir çift kanat çıkmışcasına ve ayaklarım yerden kesilircesine yaşamam gerekirken, sürekli dizlerimin üstüne düşüyorum. Ayağımız küçük çakıl taşlarına takılmasın dedi dün. Tamam takılmasın tabi ama ayaklarımın altı yara içinde. Takılmayalım demektense belki de çakıl taşlarından temizlemeliyiz etrafı..

Gurur duyamıyorum şu an geçen senelerimden. Ne şartlarda devam ettirdiğim ve arkasında olduğum ilişkimden.. Çünkü en güzel adıma yaklaştığımızı düşünürken , hala çok kritik noktalarda eleştiriliyorum. Mükemmel olduğumu düşündüğüm için değil de ,artık kabul gördüğümü düşündüğüm için koyuyor.

Kabul etmiştik biz birbirimizi çünkü. Yoksa sadece -miş gibi mi yapmışız?

Oysa sanki şimdi rüzgar tüm perdeleri havalandırıyor gibi. Etrafımızdaki pembe toz bulutu dağılıyor gibi. Olanları anlayamıyorum. Bak zaten sana da anlatmaya çalışmıyorum. Zira bir süredir anlayamıyoruz birbirimizi.

Beni sanki başka bir pencereden görüyormuşsun gibi hissediyorum.

Ama sanki önce pencereyi silmen lazım. Ya da camı açıp öyle bakman. Çünkü şu an bakıp gördüğün ben değilim.

Çok çaresizim, işin içinde çıkamıyorum çünkü anlayamıyorum. Elimden bir şey gelmiyor.

Ama sana ve geleceğimize olan inancımı, heyecanımı kaybediyorum ki bu beni çok korkutuyor.

Flört olarak bir şekilde devam ettirebiliyor insan ama iş geleceğini vermek olunca daha dikkatli ve hassas oluyor sanırım.
Belki de daha farklı şeylere dikkat etmesi gerektiğini idrak ediyor.

Bilmiyorum, her ne oluyorsa, içimdeki yangın söndü.

Bakalım, hep beraber göreceğiz neler olacağını.



İ. Repin


Hiç yorum yok: